Cilt Lekeleri Nasıl Geçer?


Günümüzde genellikle ve özellikle kadınlar için cilt lekeleri yaz aylarında hemen her yaştan kişinin karşılaşabileceği ciddi sorunlar yaratabilen ve kişiye fiziksel görünüm açısından rahatsızlık verebilen bir cilt sorunudur. Cilt lekeleri denildiği zaman hemen hemen herkesin aklına ilk gelen şey güneş lekeleri ve güneş yanıkları olmaktadır. Fakat bunun yanı sıra cilt lekeleri sadece ve sadece güneş lekelerini içermemektedir. Çiller, sivilceler (akne) lekesi, yaşlılık belirtisi olan kahverengi lekeler, hamilelikte karşılaşılan lekeler, doğuştan gelen lekeler de ayrıca cilt lekeleri olarak adlandırılmaktadır. Genel olarak cilt lekelerinin kökten oluşumunu engellemek ve önüne geçmek için öncelikli olarak buna neden olan tüm etkenleri dikkatli bir biçimde ortadan kaldırmak gerekmektedir. Bu yüzden cilt lekelerinin ve cilt lekelerinden kalan rahatsız edici izlerin tamamı ile kökten giderilmesi konusundaki yöntemlerden önce, buna etki eden unsurlara kısaca bakıp dikkat etmek gerekmektedir çünkü bu sebepleri eğer bilir isek, cilt lekeleri daha oluşmadan en baştan önlemimiz almak da kolay olacaktır. Böylelikle cilt lekelerini ve cilt lekelerinin izlerinin tamamıyla ortadan kaldırmış olacaksınız.

Cilt lekeleri neden oluşmaktadır? 

cilt lekeleri nasıl çıkarCilt lekeleri cilt üzerinde renk farklılaşmaları ile ortaya çıkıp bu şekilde oluşur. Diğer nedenlere bakacak olur isek;

  • Uzun süre boyunca güneşe maruz kalınması ile
  • Kalıtsal faktörlerden dolayı,
  • Kullanılan bazı kimyasal içerikli maddeler ve bazı ilaçlardan dolayı
  • Solaryum gibi organik olmayan bronzlaşmalar ile cilt lekeleri oluşuyor.

Cilt lekeleri nasıl geçer cilt lekelerinden nasıl kurtuluruz?

Asit içeren kimyasal ürünlerin kullanılması: Genel olarak bu ve bu gibi ürünlerin kullanılması ile birlikte cildin soyulması işlemi de yapılmaktadır. Fakat bunun yanı sıra kimyasal ürün kullanmak yerine evde hazırlayabileceğimiz tariflerle de bu işlemi uygulayabilirsiniz. Örneğin asit içeren ürünlerden sirke bu işlem için oldukça ideal bir seçim olacaktır.

cilt lekesiCilt lekelerinden kurtulmak için krem: Kolaylık ile eczanelerden satın alabileceğiniz dermo-kozmetik olarak üretilmiş olan kozmetik yönlü olan kremler, ilaçlarda güneş lekelerinin geçmesinde yararlı olabilmektedir. Eğer siz de cilt lekelerinden ve cilt lekelerinin izlerinden şikayetçi iseniz kesinlikle bu ürünleri kullanmanızı tavsiye ederiz.

Daha sağlıklı sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]

Alkali Su Nedir?


Suyun içerisinde bulunan özellikler suyun alkali olup olmadığını göstermektedir. Yani eğer su içerisindeki hidrojen iyonu fazla ise su asidik özellikte, hidrosit iyonu fazla ise alkali su olarak bilinmektedir. Bunun gibi sebepler ile beraber bilinmesi gereken diğer bir veri ise suyun ph değeri 7 seviyesinin altında ise aynı şekilde su asidik özellikte ve ph değeri 7 seviyesinde ise nötr ve 7’nin üzerindeki değerlerde ise alkali su olarak bilinmektedir.

Alkali suyun faydaları nelerdir?

alkali su faydalarıSu içerisinde kalite ararken aynı zamanda kesinlikle yüzey gerilimine de bakmak gerekmektedir. Alkali su ile tanımlanacak olan sular genel  olarak yüzey gerilimi açısından oldukça az olan sulardır. Oldukça iyi emilebilme özelliği ile vücutta ihtiyaç duyulan hücrelere çok daha kolay ulaşacak ve büyük fayda sağlayacaktır. Aynı zamanda alkali su kullanmaya başlayan kişilerin de su içme eğiliminin daha fazla olacağı gözlemlenecektir. Özellikle suyu az çok tüketen ve su içmekten pek keyif almadığı için diyet programlarına suyu dahil edemeyen kişiler alkali su tüketerek su içme eğilimine yeni bir sayfa açarlar ve bu yenilik onlar ve onların sağlığı için oldukça faydalı olacaktır.

Peki alkali su nasıl hazırlanır?

Bireylerin kendi kendilerine belirleyecekleri bir hazırlanma aşaması iyi olabilir. Fakat her zaman için günlük olarak taze ve yeni olarak hazırlanması ve tazeyken tüketilmesi kesinlikle ve kesinlikle tavsiye edilir. Bazı insanların yaşam tarzını tam olarak alkali suya indirgeyerek, ölçüyü arttırarak damacana su miktarına ve oranına göre karbonat temin edip çoklu hazırlık yapabilmek oldukça önemlidir. Yemekler ve yiyecekler de dahil akla gelebilecek her alanda kullanılabilecek olan alkali suyun belirli bir hazırlama standardı ve prosedürü vardır.

alkali suAlkali su hazırlamak oldukça kolay ve pratik bir işlemdir. Sadece ve sadece karbonat ve taze suya ihtiyaç duyulur. Eczaneden rahatlıkla alınacak olan karbonat ile mümkün ise en iyi kalitede hazır su eşliğinde hazırlanmalıdır.

Yaklaşık olarak 2 litre güvenilir su içine sadece küçük bir yemek kaşığı herhangi bir eczaneden almış olduğumuz karbonatı da ekleyerek taneler tam anlamı ile eriyene kadar iyice bir şekilde karıştırıp çözeltiyi hazırlamamız gerekir. Kullanılacak su oranına göre ölçüler birebir oranında değiştirilerek ihtiyaca göre hazırlanabilir.

Daha sağlıklı sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]

Vücutta Kaşıntı Nedenleri


Tıp dilindeki bilimsel ismi ‘pruritus’ olan kaşıntı, insan vücudunun genelinde ya da belirli bir bölgesinde hissedilebilir ve bu inatçı, sinir bozucu kaşıntılar can sıkıcı boyutlara, seviyelere ulaşabilmektedir. Bunun yanı sıra bazı durumlarda kaşıntı ile birlikte cilt üzerinde bazı bölgelerde kızarıklık oluşması ya da yine cilt üzerinde kabartılar oluşması gibi farklı farklı belirtiler de görülebilmektedir. Vücut üzerinde oluşan kaşıntıların ana nedenleri arasında egzama ya da benzeri cilt hastalıkları, alerjik reaksiyonlar, böcek ve sinek ısırıkları, mantar enfeksiyonları, bağırsak parazitleri, sistem hastalıkları ya da hormonsal değişimler yer almaktadır. Tüm vücut üzerinde genel olarak bir kaşıntıya sebep olabilecek diğer ihtimaller ise bağışık sistemi üzerinde anormallikler, böbrek, karaciğer ya da tiroit bezi hastalıkları olabilmektedir.

Vücut üzerinde oluşan kaşıntıların nedenleri neler olabilir?

  • vücutta kaşıntı nasıl geçerBu kaşıntılar bazı dermatolojik hastalıkların belirtisi olabilmektedir: Egzama, mantar enfeksiyonları, dabaz, liken planus, suçiçeği, kuruluk, böcek sokması, uyuz, bitlenme, isilik, dermatitin herpetiformis, büllöz pemfigoid gibi hastalıklar olabilir.
  • Bu kaşıntılar bazı iç hastalıkların göstergesi de olabilmektedir: Karaciğer, böbrek, tiroit ve kan hastalıkları, vitamin ve demir eksikliği, kanserler, parazitler hastalıklar olabilir.
  • Sürekli olarak kullanılan ilaçlar
  • Alerjik bünye kaşıntılara neden olabilmektedir: Yani astım ya da nezlesi olan kişilerde kuru kaşıntılar olabilmektedir.
  • Stres vücut üzerinde kaşıntı oluşturabilir: Sıkıntı ve stres çok fazla olduğu taktirde vücudun belirli bölgelerinde yanmaya ya da yaygın bir şekilde kaşıntıya neden olabilmektedir. Fakat bunun yanı sıra diğer nedenlerin araştırılmasına rağmen kaşıntısı devam etmekte olan hastaların bir psikiyatri doktoru tarafından da değerlendirilmesi gerekir. Çünkü bu kaşıntıların sebebi psikolojik sorunlar da olabilmektedir.

Şiddetli bir kaşıntı nedeni olarak; uyuz:

vücutta kaşıntı neden olurYeni ortaya çıkan, yeni başlayan, aşırı derecede şiddetli kaşıntısı olan hastalarda mutlaka ve mutlaka uyuz ihtimalini düşünmek gerekmektedir. Uyuz hastalığının düşünülmesini sağlayan başlıca kliniksel belirtiler vücutta oluşan kaşıntının uykudan uyandıracak kadar aşırı derecede olması, bu kaşıntının özellikle, koltuk altı, kasık, göbek çevresi, göğüs ucu, el bileği gibi bölgelerde yoğunlaşması, parazitin yürüdüğü yerlerde görülmesi gibi sorunlardır.

Daha sağlıklı sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]

Şizofreni Nedir?


Şizofreni hastalığı genel olarak bilindiği üzere bir kişinin duygularını ve duygularını ifade etme şeklini, düşüncelerini, hareketlerini, gerçeği algılamasını çarpıtan ve değiştiren; hasta kişinin diğer insanlarla ilişkilerini bozan oldukça ciddi bir beyin hastalığıdır. Şizofreni hastalığı bulunan bireyler genellikle toplumda, iş yerinde, okulda ve ikili ilişkilerde oldukça büyük sorunlar yaşamaktadırlar. Bilimsel olarak açıklamak gerekirse; beyin içerisindeki kimyasal maddelerin iletimi sırasında bir bozukluk meydana gelmesi ve bununla birlikte beyin yapısında bazı değişikliklerin görünmesi ile ortaya çıkan beyinsel bir hastalıktır. Hastalığın alevlenme (aktif) ve iyileşme (pasif) olmak üzere iki farklı dönemi bulunmaktadır. Her ne kadar tedavi edilmeye çalışılsa da hastaların büyük bir kısmında tamamen düzelme ve iyileşme olmaz. Hasta olan bireyin hayat şartları ve kalitesi, çevresi ile olan iletişimini oldukça zorlaştıran bir durumdur. Toplumda genellikle şizofreni hastalarının çevrelerine zarar verdiği bilinmektedir fakat bu tamamıyla yanlış bir bilgidir. Şizofreni hastaları çevrelerine zarar vermez, yani farklı bir deyişle aniden çevreye karşı saldırganlaşması gibi durumlar söz konusu olamaz. Şizofreni hastalığı, toplum içerisinde çok sık konuşulan ve bilinen bir hastalık olmasa bile oldukça yaygın bir hastalıktır. şizofreni tedavisiDünyada yaklaşık olarak 60-65 milyon arası ve ülkemizde ise 600 binden fazla şizofreni hastası olduğu bilinmektedir. Yani matematiksel olarak incelediğimizde dünya üzerinde bulunan her yüz kişiden bir tanesinde şizofreni hastalığı gözükmektedir. Genellikle 16-25 yaş aralığında ortaya çıkan bu hastalığın başlama yaşı ne kadar düşerse buna bağlı olarak hem beyinde hem de kişilik üzerinde hasar o kadar fazlalaşır, bu da hayatı onlar için daha da kötü ve zor bir hale getirir. Ayrıca şizofreni hastalığının bunama olduğu sanılması gibi toplumda bazı yanlış bilgiler dolaşmaktadır. Şizofreni kesinlikle bunama değildir.

Şizofreni türleri nelerdir?

  • Paranoid şizofreni
  • Hebefrenik şizofreni
  • Katatonik şizofreni
  • Ayrışmamış şizofreni
  • Kalındı (rezidüel) şizofreni

Şizofreni belirtileri nelerdir?

  • şizofreni nedenleriİlgisizlik, her konuda isteksizlik, bitkin ve halsizlik durumu, yavaş hareket etmek
  • Çok çabuk sinirlenme, aşırı alınganlık gösterme, en küçük şeylerden rahatsız olup hemen sinirlenmek, yakınlarından uzaklaşmaya başlamak, duygularda azalma
  • İçki ve sigara gibi kötü alışkanlıklara başlamak, kendini önemsememek, kendine bakmamak, uyku problemleri, karar verme yetisinden yoksun olmak
  • Aşırı fakat anlamsız şeyler yazmak, bazı şeyleri unutmak veya kaybetmek
  • Daireler çizerek yürümek gibi tekrarlanan hareketler, yaşamdan zevk alamama
  • Günlük görüntü, duygulardan anlam çıkarmada problem, yaşama karşı ilgi eksikliği

Daha sağlıklı sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]

Kış Aylarında D Vitamini Eksikliği


D vitaminin insan sağlığı için ne kadar önemli olduğu, tıp dünyasındaki gelişmeler ile iyice açığa çıktı. Kemik gelişimi, zeka, beyaz dişler, güçlü kaslar için D vitamininin vücutta yeteri kadar bulunması son derece önemli.  Bunların yanında, D vitamininin vücutta yeteri kadar bulunmasının, uzun vadede bunama, kalp krizi gibi riskleri bile ciddi şekilde azalttığı söyleniyor.D vitaminin en bilinen kaynağı ise güneş ışığı. Gün içinde 15-20 dakika bile gün ışığı alınması, günlük ihtiyaç duyulan D vitamini miktarını büyük oranda karşılııyor. Fakat kış aylarında, özellikle fazla güneş görmeyen bölgelerde yaşayan insanlar, gerekli D vitaminini nasıl elde edebilir ? Vücutlarının ihtiyaç duyduğu vitaminin, güneş dışında sağlanabileceği kaynaklar var mı ?

D vitaminin alınabileceği gıdalar

d vitamini eksikliğiD vitamini konusunda güneş ışığı haricinde ilk akla gelen yöntem tabii ki, bu vitamini içeren besinleri bol şekilde tüketmek. Böylece hem yeteri kadar güneş almayan yerlerde yaşayan insanlar D vitaminini vücutlarına alır hem de  güneş ışığının bazı zararlı etkilerine derisini maruz bırakmaz.  D vitaminin en bol şekilde alınabileceği gıdalar olarak, yumurta, balık ve süt ürünleri karşımıza çıkıyor.  Yumurta, D vitamini açısından iyi bir besin olsa da, güneşten alınan D vitamini oranını karşılamıyor. Özellikle de, yumurtanın içindeki kolesterol oranından dolayı, doktorların gün içinde yumurtadaki kolesterolu yakamayacak olanların bir taneden fazla yumurta yememesi gerektiğini tavsiye ettiğini düşünürsek.  Kış aylarında güneş alamadığınız D vitaminini, süt ürünlerinden elde etmek de isteyebilirsiniz. Fakat sütün içindeki D vitamini oranı düşünüldüğünde, güneşten aldığınız kadar D vitamini alabilmek için içmeniz gereken sütün 1 litre civarında olduğu söylenebilir.d vitamini nelerdir Bu yüzden, en garantili yöntem olan balıklara başvurmak akıllıca olacaktır. Özellikle somon D vitamini açısından oldukça zengin bir balıktır. Somon yediğinizde gereken D vitaminini %100 oranında karşılayabilrsiniz. Bu oran, vahşi ortamından avlanmamış balıklarda düşse de, yine de yeterli olacaktır.  Eğer D vitamini eksikliği konusunda ciddi bir sorun yaşıyorsanız ve besinler ile eksikliğinizi karşılayamıyorsanız, doktor kontrolünde vitamin takviyesi yapmanız gerekebiilir.

Daha sağlıklı sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]

Katarakt Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?


Günümüzde özellikle yaşı ilerlemiş kişilerde en çok rastlanan göz problemlerinden birisi katarakttır. Basitçe açıklamak gerekirse, katarakt; göz bebeğinin arka tarafında yer alan ve görmeyi sağlayan doğal göz merceğinin, saydamlığının yok olması ve mat bir hale gelmesidir. Daha farklı şekilde anlatmak gerekirse, görüntünün sanki buğulu bir cam arkasından dünyaya bakıyor gibi bozulması, kalitesizleşmesidir.  Katarakt, genelde orta yaşın üstünde görülse de, nadir olmakla birlikte, yeni doğan bebeklerde, şeker hastalarında, göze alınmış darbeler sonucunda ya da uzun süreler kortizon ihtiva eden ilaçların kullanımı sonucunda görülebilen bir rahatsızlıktır.

Katarakt Belirtileri

katarakt belirtileriKataraktın belirtileri genelde birçok kişide ortak seyreder ve bu belirtilerden sonra birçok kişi göz doktoruna başvururu. Kataraktı teşhis etmek günümüzde oldukça kolaydır. Aklınıza katarakt ihtimalini getirecek ve göz doktoruna başvurmanızı düşündürecek belirtilerden bazıları şunlardır;  okuma zorluğu, çift görme, gözlük numaralarında çok sık değişiklikler olması, ışık karşısında gözlerin kamaşması, görmede yavaş yavaş azalma meydana gelmesi, özellikle gece görüşünde meydana gelen bozukluk, renkelerin daha soluk veya sararmış şekilde görülmesi.

Katarakt Tedavisi

katarakt tedavisiKatarakt, ilaç ile tedavi edilebilen veya ilerlemesi durdurulabilen bir rahatsızlık değildir. Herhangi bir farmakolojik yöntem ile katarakt tedavi edilmez. Katarakt denen durumun ortadan kalkması için tek geçerli yöntem ameliyattır. Fakat ortada korkmayı gerektirecek hiçbir durum yoktur. Katarakt ameliyatı, narkozsuz, iğnesiz, neştersiz şekilde icra edilen bir ameliyattır. Hasta ameliyatı olduğu gün içinde, ağrısız sızısız bir şekilde evine dönebilmektedir. Katarakt ameliyatında dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Hekimin bu ameliyat konusundaki tecrübesi ve  göze yerleştirilecek merceğin kalitesi, ameliyatın başarı oranı üzerinde doğrudan etkilidir.  Kaliteli olmayan bir mercekle yapılan ameliyat sonrasında, gözde istenmeyen durumlara ortaya çıkabilir. Bu da, hastanın kısa bir süre sonra yeniden bir ameliyata girmesine neden olur. Bu durum da, hem hastayı maddi bir külfet içine hem de ikinci kez ameliyat stresine sokar. Bu yüzden, katarkat problemi ile karşılaştığınızı düşündüğünüzde mutlaka bir göz doktoruna başvurmalı, iyi bir hastahanede, tecrübeli bir hekim ve teknolojik ekipman ile katarakt ameliyatınızı olup yeniden sağlıklı gözlerinize kavuşmalısınız.

Daha sağlıklı sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]

Kalp Krizi Belirtileri Nelerdir?


Günümüzde en önemli rahatsızlıklardan biri olan kalp krizi, kalbin esas besleyici damarları olarak bilinen koroner arterlerde oluşan tıkanma sonucunda ana kalp kasının bir kısmının oksijensiz kalması yüzünden bu kalp kasında meydana gelen zararı ifade etmektedir. Kalp krizi kesinlikle çok önemli bir hastalıktır çünkü bu olay ani bir şekilde gelişir ve sonucu da  buna bağlı olarak ölümcül olabilmektedir. Ayrıca bunun yanı sıra hem dünya hem de Türkiye genelinde en sık saptanan ölüm nedeni kalp krizidir.

Kalp krizi hastalığına neden olan faktörler:

  • kalp krizi belirtileriStres (Stresli yaşam)
  • Egzersiz yapmamak ya da oldukça fazla egzersize yüklenme
  • Düzensiz beslenme alışkanlığı
  • Sigara ve alkol tüketiminin çok fazla olması
  • Obezite
  • Hipertansiyon, yüksek kolesterol, diyabet, ailevi yatkınlık

Kalp krizi nasıl anlaşılır?

Kalp, normal dinlenme halinde bir dakikada 60-80 kere tüm vücudun kan ihtiyacını karşılayan, oldukça kuvvetli bir organdır. Tüm vücudun kan ihtiyacını karşılamasının dışında aynı zamanda kalp kendisinin de beslenme ihtiyacını karşılamak için kan alması gerekmektedir. Koroner arterler ismi verilen bu damarların dolaşımında bir yetersizlik meydana gelirse ve bu yetersizlik oldukça yüksek seviyeye ulaşırsa bazı hastalarda dinlenmek ile geçebilecek göğüs ağrıları ortaya çıkabileceği gibi, bunun yanı sıra damarların abi olarak tıkanması sonucu ilerleyen, kuvvetli göğüs ağrısı ile başlayan ani ölüme yol kalp krizi nedenleriaçabilen kalp krizi de ortaya çıkabilmektedir. Göğüs bölgesinde, yaklaşık olarak 20 dakikadan fazla süren boyun, omuz ve kollara yayılan şiddetli ve oldukça baskı yapan ağrı, (zaman geçtikçe çene ve burun etrafına yayılabilir) nefes darlığı, çarpıntı, öksürük, baş dönmesi ve ani bayılma, mide bulantısı ve hatta kusma, soğuk soğuk terleme, aşırı derecede halsizlik, endişe ve ölüm korkusu duyulması gibi belirtiler ortaya çıktığında bunun bir kalp krizi olduğu anlaşılır. Bazı zamanlarda kalp krizi çok ani ve bir o kadar da şiddetli bulgular ile başlayabilir ve kolay bir şekilde tanı koyulabilmektedir. Fakat bazı kimselerde, örneğin; şeker hastalığı (diyabet) olan bireylerde kalp krizi yavaş ve hafif bir ağrı ya da rahatsızlık hissi ile de başlayabilmektedir.

Daha sağlıklı sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]

Göz Tansiyonu Nedir?


Diğer bir adı glokom olan göz tansiyonu, vücuttaki genel tansiyonda olduğu gibi, yine basınçla ilgili bir problemdir. Göz içi basıncın çok şiddetli şekilde yükselmesi sonucunda ortaya çıkar, gözü tahriş eden bir sorundur ve ciddi seviyelere ulaştığında görme kaybı gibi problemler ortaya çıkabilir.  Sağlıklı bir gözde, sürekli olarak göz sıvısı üretilir ve emilerek, dengeli bir biçimde boşaltılır. Bu sayede, göz içindeki basınç normal seviyelerde seyreder.  Genel olarak 20-21 mm Hg’in altında seyreden göz tansiyonu normal kabul edilir. Fakat bazı durumlarda, bu seviyenin altında bile göz tansiyonu görülebilir. Göz sıvısının üretilmesi ve boşaltılması sağlıklı bir şekilde yapılırsa göz tansiyonu problemiyle karşılaşılmaz.  Eğer göz sıvısının boşaltılması başarısız olursa, açık göz tansiyonu neden ve en sık rastlanan göz tansiyonu türü olan rahatsızlık ortaya çıkar. Göz içi basıncı yüksek olursa göz siniri zarar görür ve tedavi edilmediği durumlarda körlüğe kadar varabilen ciddi sonuçlar doğurur.

Belirtileri 

göz tansiyonu tedaviGöz tansiyonu, başlagınçta genelde belirti vermeyen ve sinsi bir şekilde ilerleyen bir rahatsızlıktır.  Görme bozukluğu ya da ağrı gibi durumlardan şikayet edilmez. Fakat hastalığın teşhisi erken yapılmayıp ilerlerse, göz sinirlerinin zarar görmesine bağlı olarak görmede kör noktalar oluşur. Daha da ilerlediğinde, sanki etrafa bir borudan bakılıyormuş gibi etraftaki cisimler görülmez olabilir. Daha seyrek görülen tip olan kapalı göz tansiyonunda ise, göz tansiyonu çok şiddetli değerlere ulaşır ve şiddetli ağrı, görmede bulanıklık gibi sorunlara neden olur. Bu durumdan genelde hipermetrop hastaları şikayetçidir.

Tedavi

göz tansiyonu nasıl geçerHastalığın ne seviye seyrettiğine bağlı olarak, farklı tedavi şekillerinden yararlanılır. En sık kullanılan yöntem ilaçla tedavidir. Fakat ilaçların bazı yan etkileri olabilir veya göz tansiyonunu düşürmede, özellikle hastalığı ilerlemiş kişilerde, ilaçlar yetersiz kalabilir. Bu yüzden bazı durumlarda lazer tedavisi ve ameliyat yöntemlerine de başvurulabilmektedir. Lazer tedavisi,  neredeyse hiçbir riski bulunmayan ve neredeyse sonsuz kere tekrarlanabilen, güvenilir bir yöntemdir. Ameliyatta ise, göz sıvısının kanallara ulaşabilmesi için yeni bir yol açmayı deneyen bir yöntemdir. Hastayı yoran ve enfeksiyon riski bulunan bir yöntem olduğu için, genellikle lazer tedavisi ile problem çözülebiliyorsa tercih edilmez.

Daha sağlıklı sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]

Çocuklarda Beslenme Alışkanlığı


Günümüzde çocuklara yemek yedirme hemen hemen her annenin yaşadığı önemli ve bir o kadar da stresli bir durumdur. Örneğin özellikle iştahsız ve yemek yemeyi sevmeyen çocuklar için bu olay tam bir işkence gibidir. Asla ama asla bitmek bilmeyen tabaklar, her tabağın dibinde kalan yemek parçaları, başka yerlere saklanmış yemek kalıntıları, ret edilen yemekler gibi birçok farklı sorun annelere hem vicdanen acı duymasına hem de çocuğun gelişimi ile ilgili yaşanan endişelere neden olmaktadır. Bilindiği üzere bebeklikten itibaren çocuklarda gelişimi en çok etkileyen faktör beslenme alışkanlığı ve düzensiz beslenme sorunlarıdır. Eğer küçük yaştan itibaren çocuklarınıza düzenli bir şekilde yemek yeme alışkanlığı kazandırabilir iseniz gelecekte de hem çocuğunuzun sağlıklı bir yaşam sürmesine katkıda bulunmuş olursunuz hem de ilerleyen yaşlarda (yani 5-13 yaş arası) sizlere yemek yedirme konusunda büyük kolaylık sağlayacaktır. Beslenme alışkanlığının düzenli olması yalnız çocuklar için gerekli değildir her birey kesinlikle sağlıklı ve düzenli bir beslenme alışkanlığına sahip olmalıdır. Çocuklarda bu konunun daha fazla öne çıkmasının nedeni ise çocukların dirençlerinin daha az olması ve daha kolay hastalanabilme ihtimallerinin bulunmasıdır.

Çocuklara beslenme alışkanlığını nasıl kazandırabilirsiniz?

çocuklarda beslenmeÇocuklar açısından yemek yemek özellikle küçük yaşlarda fazla önem görmeyen bir konudur. Genellikle yeni yeni yemek yemeye başlayan çocuklarda genellikle en çok önem verdikleri şeyler uykuları ve eğlence, oyun zamanlarıdır. Bu yüzden yemek yemeyi onlara sevdirmek, düzenli bir beslenme alışkanlığı kazandırmak için oldukça değişik, eğlenceli ve pratik yöntemlere başvurabilirsiniz. Peki çocuklar en çok neyi sever? Çocuklarda yemek yeme isteğini, arzusunu doğuran en büyük 3 etken şunlardır;

  • Yemeği yediği yer
  • Yemeği yedirenin tutumu
  • Yemek

çocuklar nasıl beslenirAslında özellikle bu 3 önemli etkene gereken dikkat verilir ise çocuğunuza kolayca yemek yeme alışkanlığı kazandırabilirsiniz.

  • Özellikle yemeklerinizi süslemeler ve farklı şekiller sayesinde ilgi çekici hale getirebilirsiniz. Bu çocuğunuzun dikkatini çeker ve ilgi göstermesini sağlar.
  • Çocuğunuza yemek yedirirken bir hikâye anlatmak, bir masal anlatmak ya da farklı şarkılar söylemek iki taraf için de oldukça faydalı olacaktır.

Daha sağlıklı sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]

Böbrek Taşı


Birçok kişinin şikayetçi olduğu böbrek taşı olarak adlandırılan sorunu, kısa şekilde anlatacak olursak, böbrek içinde oluşmuş, mineral içerikli sert kitlelerdir. İdrar nerede bulunuyorsa orada taş da bulunabilir. İdrarda koruyucu görevinde olan bazı maddelerin vücut tarafından eksik üretilmesi, taş denilen kitlelerin oluşmasına neden olur.  Böbrek taşı, sıcak, tropikal iklimli ve aynı zamanda yüksek rakımlı ülkelerde yaşayan insanlarda daha sık şekilde görülür.  Güneş de böbrek taşı konusunda etki sahibidir.  Güneş ışığı vücuttaki D vitamini sentezini artırıyor. D vitamini sentezi, ilk sırada kalsiyum gelmek üzere, bağırsaktaki bazı maddelerin emiliminde artışa sebep oluyor. Bunların da idrar ile birlikte daha fazla atılmasından dolayı kalsiyum taşlarının oluşumu daha kolay hale geliyor.

Daha önce ki yazılarımızda böbrek taşı nasıl kırılır ? hakkında ki bilgileri paylaşmıştık. İlgili konumuzda incelemenizde fayda var.

Neden görülür

böbrek taşı nedirBöbrek taşının oluşumu için birçok sebep sıralamak mümkündür. Bunlar arasında en sık rastlanan sebepler, ailevi yatkınlık, doğuştan gelen idrar anomalileri, gut, sistinürü vb bazı sistemik rahatsızlıklar olarak sayılabilir.  Toplumda görülme sıklığı oldukça fazla olmakla birlikte, yapılan istatistiksel çalışmalarda, erkeklerde görülme oranının, kadınlarda görülme oranından üç kat fazla olduğu ortaya çıkmıştır.  İdrar yollarında çok sık tekrarlayan enfeksiyonlar böbrek taşları açısından risk oluşturur.  Bunlarla birlikte, çeşitli metabolizma hastalıkları ya da kronik pankreas hastalığı da böbrek taşı denen kitlelerin oluşumunu hızlandırabilir.  Sistematik bir rahatsızlık olan gut, vücutta ürik asidin birikmesine neden olur ve ürik asit taşları oluşur. Ürik asit taşları, kadınlara oranla erkeklerde daha sık görülür. Böbrek taşlarının sık sık oluşmasına neden olan hastalıklardan birisi de, kronik bağırsak iltihabıdır.

Belirtiler ve Tedavi

böbrek taşı tedavisiBöbrek taşı belli belirtiler veren bir rahatsızlıktır.  Bulantı veya kusma, idrarda kan görülmesi ve şiddetli ağrı böbrek taşı belirtileri arasındadır. Tedavi yöntemleriyse taşın yapısına, büyüklüğüne göre değişmektedir. 5 mm’ye kadar olan taşlar antispazmodik ilaçlar yardımıyla düşürülebilir. Taşın boyutu büyüdükçe, cerrahi müdahale gerekliliği de yükselir.  Genel anestezi ile böbreğin içine girerek taşları kırma yöntemi olan PNL tedavisi ile, idrar yolundan böbreğe girilip taşların kırıldığı bir yöntem olan üretoroskoi yöntemi böbrek taşlarının tedavisinde kullanılan yöntemlerdir.

Daha sağlıklı sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]