Göbek düşmesi nedir ?


Göbek düşmesi; toplumun kendi arasında kullandığı bir tabirdir. Belirtiler arasında mide bulantısı, kusma, sırt ağrısı, karın ağrısı, karnın farklı yerlerinde nabzın hissedilmesi, şişkinlik ve depresyon yer alır. Bazı bölgelerde bu hastalık göbek kaçması, eş çıkması, göbek eşesi ve göbek kayması olarak da bilinir.

göbek düşmesi erkekGöbek Düşmesi Teşhisi

Göbek düşmesi hastaların psikolojik durumları normalden daha çok değişkenlik gösterir. Gün içinde yaşadığı strese vücutlarının verdiği cevap normal kişilere göre daha farklıdır.

Genellikle göbek düşmesi rahatsızlığı yaşayan hastalar mide bulantısı, kusma, karın ağrısı şikayetlerinden hastanelere başvurmaktadır. Bu şikayetle başvuran hastaların bazılarında yapılan sağlık tetkikleri sonucu herhangi bir hastalığa rastlanmamaktadır.

Göbek Düşmesi tedavisi nedir ?

Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki göbek düşmesi hastalığının kesin ve kalıcı tedavisi mümkündür. Bu durum gizli bir patolojik durum olduğu için her şikayetin tedavisi farklı süreçlerde ilerler.

Göbek düşmesi hastalığı tek bir rahatsızlıktan dolayı meydana gelmez. Birçok rahatsızlığın sonucu ortaya çıkan bir etkendir. Bu sebepten dolayı hastalığı oluşturan semptomlar incelenip buna göre bir tedavi işlemi gerçekleştirilmelidir. Bu hastalıkta öncelikle mini göbek fıtığı incelenmesi gerekir. Eğer varsa düzeltilmelidir. Depreson, karın epilepsi ve karın migreni eşlik ediyorsa buna göre tıbbi tedaviler uygulanmalıdır.

göbek düşmesi kadınGöbek Düşmesi nedenleri ?

Göbek düşmesinin en temel nedeni karın içi basıncın artmasıdır. Buna örnek olarak ağır kaldırma esnasında, aşırı kilolu insanlarda, ani korku ve aşırı hareket edenlerde, gebelerde göbek düşmesi yaşanabilir. Bu hastalık irsi veya kalıtsal olabildiği gözlemlenmektedir. Annesinde veya babasında, 1. ve 2. derece akrabalarda göbek düşmesi rahatsızlığı yaşayan birisi varsa torunların ve çocukların bu hastalığa yakalanma şansı yüksektir.

Göbek Düşmesi için uygulanan bazı ilkel yöntemler

Göbek düşmesi rahatsızlığı geçiren hastaların birçoğu şifayı ilkel yöntemlerde arar. İlkel yöntemler ile göbeği yerine yerleştirmeyi umarlar. Bu yöntemler geçici anlamda kişiye rahatlık versede gerçekte ciddi sağlık sorunları oluşturur. Ağrı kısmi olarak diner fakat iç organlara hasar verme olasılığı yüksektir. Ağrı tekrar ettiğinde aynı yöntemler tekrar edilerek iç kanamaya meğil verilebilir. Bu yüzden göbek düşmesi rahatsızlığı olan hastalara ilkel yöntem tedavisi kesinlikle tavsiye etmiyoruz. İlk olarak yapılması gereken bağlı bulunduğunuz aile hekiminize veya en yakın hastaneye başvurmak olacaktır.

Daha iyi bilgiler sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]

Tüp bebek nedir ?


Tüp bebek nedir ?

Tüp bebek tedavisini kısaca tanımlayacak olursak, anne adayından alınan yumurta hücresi (oosit) ile baba adayından alınan sperm hücrelerinin laboratuvar ortamında döllendirilerek embriyo gelişimi sağlayıp anne adayının rahmine gelişmiş embriyoyu transfer etme işleminin tamımına tüp bebek denir.

tüp bebek tedavisi

Tüp bebek tedavisi normal şartlarda gebelik şansı olmayan veya gebelik olasılığı çok az olan çiftlerde gebelik şansını yüksek oranda arttırabilen bir tedavi yöntemidir. Günümüzde bir çok sayıda çeşitli nedenlerden dolayı çocuk sahibi olamayan çiftler tüp bebek tedavisi sayesinde çocuk sahibi olabilmektedir.

İlk tüp bebek tedavisi 1978 yılında İngiltere’de uygulanmıştır. Bu dönemde sadece tüpleri hasarlı veya tıkalı olan kadınlar için uygulanması amaçlanıyordu. Ancak günümüzde birçok erkeğin kısırlığı da dahil olmak üzere anne olamayan annelerin %80’i bu yöntem ile hamile kalabiliyorlar.

Yardımcı üreme yöntemleri arasında en etkili çözüm olarak bilinen tüp bebek, çiftlerin bir yıl boyunca düzenli olarak korumasız cinsel ilişkiye girmelerine rağmen gebelik sağlanamadığı durumlarda da uygulanabilmektedir.

Tüp bebek kimlere uygulanır ?

İki tüpü de tıkalı olan kadınlar: Her iki tüpüde tıkalı olan kadınlarda spermin yumurta hücresine ulaşıp onu dölleme şansı olmadığı için tüp bebek tedavisi kullanılabilir.

Sperm sayısı düşük olan erkekler: Sperm sayısı, hareket ve morfolojisi düşük olma problemi erkeklerde ayrı ayrı görülebildiği gibi aynı anda da görülebilir. Bu belirtilen görülen erkeklerde spermler yumurtaya ulaşsa bile gebelik oluşturmama riski yüksektir. Sonuç olarak tüp bebek tedavisi tavsiye edilir.

Aşılama sonucu gebe kalamayan hastalar: Hasta daha önce üç veya dört kez aşılama yöntemi deneyip gebelik oluşmadıysa tüp bebek tedavisini tercih edebilir.

Sebepsiz kısırlık nedenleri: Uzmanlar bazı kısırlık vakalarının sebeplerini açıklayamaya bilirler. Bu oran %20’dir. Eğer gebelik oluşamama probleminiz sebepsiz kısırlık ise yine aynı şekilde tüp bebek tedavisi tavsiye edilir.

Tedavi sürecinde yaşanabilecek olası problemler

  1. Karın içi kanama
  2. Enfeksiyon
  3. Allerjik reaksiyonlar
  4. Anesteziye bağlı olarak yaşanabilecek olumsuzluklar
  5. Polikistik over sendromu olan hastalarda aşırı yumurtlamaya bağlı olarak nefes almada zorlanma, karında şişlik ve sıvı toplanması, tromboemboloji vakası ve yumurtalığın kendi etrafında dönmesi gibi sorunlar

Tüp bebek adımlarını kısaca sıralamak istersek ;

  1. Yumurtalıkların uyarılması
  2. Yumurtalıkların alınması
  3. Döllenme aşaması
  4. Embriyo transferi

Daha iyi bilgiler sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]

Baş ağrısına ne iyi gelir ?


Baş ağrısı nedir ?

Baş ağrısı bazı durumlarda tüm gününüzü mahvedebileceği gibi genellikle sinirli, stresli, uykusuz ve moralinizi bozan bir durum yaşadığınızda hissedersiniz. Bağ ağrısına ne iyi gelir ve bu durumlarda ne yaparsak ağrıyı dindirebiliriz biraz inceleyelim.

baş ağrısına ne iyi gelir

Neden baş ağrısı oluşur ?

Tıp alanında baş ağrısı iki şekilde incelenmektedir. Bunlar ;

  • Şiddetli baş ağrısı
  • Hafif baş ağrısı

Genel anlamda her iki ağrı modeli de günlük yaşantımızda sorun yaşayabileceğimiz düzeydedir. Baş ağrısının sürekli tekrar etmesiyle ilgili çözüm önerilerini aşağıda sizlerle paylaştık. Yazımızı sonuna kadar okumanızı tavsiye ederiz.

Baş ağrısına ne iyi gelir ?

Baş ağrısına ne iyi gelir diye sorduğunuzda öncelikle sizlere doğal çözüm önerilerini sunalım.

baş ağrısına bitkisel çözüm

  • Baskı Uygulamak: Ağrı yapan bölgeye işaret ve baş parmağımızı kullanarak hafifçe baskı uygulayarak masaj yapmak genellikle en çok kullanılan yöntemdir. Kaşlarınızın birleştiği bölgeye de orta parmaklarınız ile hafifçe masaj yapmanız ağrınızı dindirmesine yardımcı olacaktır. Bu yöntem birçok ağrının dinmesine sebebiyet göstermiştir.
  • Beslenme: Uzmanlar yaptıkları araştırmalarda acı kahveye 3-4 damla limon damlatılarak içilmesi sonucu baş ağrısını belli oranda kestiğini söylüyorlar. Limonlu kahve dışında balık yağı, balık, makarna ve muzun da baş ağrısına iyi geldiği belirtilmektedir.
  • Sıcak Duş: Baş ağrısı anında sıcak duş almak vücudunuzda gevşeme hissi yaratır. Başınızdan aşağı akan sular masaj görevi göreceğinden büyük ölçüde rahatlayacaksınız. Eğer duş alma imkanınız yoksa ayaklarınızı sıcak su dolu bir kabın içine çorapsız sokarak üzerine suyu ılık yapana kadar soğuk su ekleyerek bekletin. Ayak banyonuzu tamamladıktan sonra çoraplarınızı giyerek istirahate çekilin. Beyinde yükselen kan akışı bu şekilde ayaklarınıza aktarılarak baş ağrınızı sonlandırabilir.
  • Zencefil: Zencefil neredeyse her türlü sağlık sorununa karşı çok faydalı bir besindir. Aynı şekilde baş ağrısı içinde öyle. Baş ağrınız lüks ettiğinde zencefil içerek ağrıyı kesemeyebilirsiniz ancak ağrı öncesi kullanmanız baş ağrısını önlemenize yardımcı olacaktır.
  • Gümüşdüğme: Baş ağrısına ne iyi gelir sorusunun cevabında büyük ölçüde kendinden bahsedilir. Geçmişten günümüze baş ağrısı dendiğinde geleneksel olarak kullanılan bitkilerin en başında gümüşdüğme gelmiştir. Gümüşdüğme çaya, meyve suyuna, suya damlatılarak doğrudan içilebilir. Gümüşdüğme yaprak özünü hiçbirşeye karıştırmayıp direk tüketmeniz ağzınızda hafif yaralara, dudak ve dil şişmesini yol açabilir. Ayrıca bu bitkisel sıvıyı tüketmeden önce bilmemiz gereken önemli bir nokta vardır. Gümüşdüğme’nin az miktarda olsa kan inceltisi etkisi vardır. Bu nedenle pıhtı önleyici ilaçlar ile birlikte tüketilmesi tavsiye edilmez.
  • Sarı Kantaron: Halk arasında genellikle doğal anti-depresan olarak bilinen bu bitki baş ağrısı, moral bozulması, motivasyon gibi birçok sağlık sorununa çözüm getirdiği bilinmektedir.
  • Nane: Nane genellikle çay olarak tüketilir. Ancak baş ağrısı için aynı yolu önermiyoruz. Nane yağını herhangi bir aktardan satın alıp ağrı yapan bölgeye sürmeniz sonrasında ağrınızın hafiflediğini fark edeceksiniz.

Daha iyi bilgiler sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]

Saçkıran tedavisi ve Saçkıran Belirtileri


Saçkıran nedir ?

Saçkıran birçok vatandaşta görülen saçlı deride, kirpik, kaç ve vücudun tüyle kaplı olan diğer bölgelerinde kıl kaybı yaşatan bir hastalıktır. Tıbbi alanda Alopecia Areata ismiyle bilinir. Saçkıran genel olarak vücudun her yerinde görülebilir. Para büyüklüğünde dairesel şekilde görülür. Vücutta bir veya birden fazla bölgede görüşebilir. Nadiren tüm kafa derisinde kıl kaybı yaratabilir. Kimi zaman tüm vücutta ki tüylerin dökülmesine sebebiyet verdiği de görülmüştür. Bu duruma tıp uzmanları Alopecia Universalis demektedir.

saçkıran tedavisiSaçkıran tedavisi mümkün müdür ?

Saçkıran tedavisi mümkündür. Saçkıran tedavisi olarak halk arasında yaygın olarak bilinip ve ilk akla gelen şey saçkıran bölgesine sarımsak sürülmesidir. Sarımsağın sürüldüğü an cildiniz olur ve ilgili bölgenin kanlanması artar. Kanlanmanın artması kökün beslenmesini arttırdığı için tüylerin çıkmasına sebebiyet gösterebilir. Sarımsak gibi cildi tahriş eden etkili salisilik asit benzeri maddeler içeren çeşitli yöntemlerde kullanılabilir.

Fakat sarımsak sürmek cildi tahriş ettiği için bizim size tavsiyemiz bu konuyu en yakın cildiye doktoruna göstermeniz. Çünkü kan akışını arttırabilecek ancak cildin tahrişini engelleyen özel bakım ürünleri de mevcuttur. Bu ürünleri doktor kontrolü altında kullanmanız saçkıran tedavisi için yapacağınız en doğru yöntem olacaktır.

saçkıran belirtileriSaçkıran belirtileri nelerdir ?

Saçkıran hastalığı diğer normal hastalıklar gibi ağrı, şişme, sancı gibi direkt belirgin tepkiler vermediği için genellikle saçlarınızın döküldüğünü gördüğünüz an anlaşılır. Saçkıran belirtilerinin en temel özelliği saçın büyümesi aniden durur ve saçlar demet demet dökülmeye başlar. Saçkıran (Alopecia Areata) genellikle 3 safhadan oluşmaktadır ;

  1. Saçlar ufakça bir veya birden fazla alanda aniden dökülür.
  2. Dökülen alanlarda genişleme görülür.
  3. Saçlar başlangıçta beyaz veya sarı olarak çıkmaya başlar.

Saçların tamamen çıkması aylar hatta kimi zaman yıllar sürebilir.

Saçkıran (Alopecia Areata) genelde insanların %2’sinde görülen tedavisi mümkün olan bir hastalıktır. Nedeni tam olarak bilinmediği için bu hastalık sonucu net olarak şunu yapmanız gerekir diyemiyoruz. Özellikle 20 yaş altında görüldüğü saptanmıştır.

saçkıran modelSaçkıran olduğunuzu nasıl anlarsınız ?

Eğer saçlarınızın veya tüyleriniz herhangi bir bölgesinde aniden yuvarlak bir biçimde saç veya tüy dökülmesi yaşarsanız saçkıran hastalığına yakalandığınızı düşünebilirsiniz. Bu durumda vakit kaybetmeden aile hekiminize başvuruda bulunarak tıbbi tedavi yöntemlerini değerlendirmenizi tavsiye ederiz.

Daha iyi bilgiler sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]

Klostrofobi Nedir ? (Kapalı Alan Korkusu)


Klostrofobi nedir ? (Kapalı Alan Korkusu)

Farkında olmadığımız bir ruhsal rahatsızlık olan klostrofobi ne demek olduğunu ve belirtilerini hep birlikte inceleyelim.

Klostrofobi Nedir ?

klostrofobi nedir

Klostrofobi latince de bir yerde kapalı anlamında kullanılan “claustrum” kelimesi ile korku anlamına gelen “phobos” kelimesinin birleşiminden oluşmaktadır. Klostrofobi genel anlamda kapalı alan korkusu demektir. Her 100 kişiden 10’unda görülen bu psikolojik rahatsızlık insanların hayatlarını olumsuz yönde etkilemektedir.

Uzmanlar klostrofobi‘nin kadınlarda erkeklere oranla iki kat daha fazla görüldüğünü açıkladılar. Klostrofobi yani kapalı alan korkusu olanlar uçak seyahatlerinde, yer altı ulaşım aracı metro gibi ulaşım araçlarında, kapalı tünellerde ve asansörlerd panik atak geçirebiliyorlar. Bu yüzden genelde bu alanlardan uzak durmayı tercih ediyorlar. Bazen de çevresinde bulunan insanların alaylarına, kendisini küçümsemelerine maruz kalmakta onları zor duruma düşürebiliyor.

Gömlek giyince daralma, kravat takamama ve boğazlı kazak giyememe gibi hastalıklar sıkça yaşanan klostrofobi sorunlarının başında geliyor.

klostrofobi belirtileri

Klostrofobi belirtileri nelerdir ?

  • Mide bulantısı
  • Nefes darlığı
  • Boğuluyormuş hissine kapılma
  • Kalp atışlarının hızlanması
  • Titreme
  • Aşırı terleme
  • Sanki duvarların üzerine geldiğini hissetme

Klostrofobi hastalığı genellikle kişinin çocukluk dönemine dayanmakta. Ebeveynler çocuklarına şiddet gösteriyor, onları devamlı evde tek başına bırakıyorsa, sık sık odaya kapatma cezaları veriyorsa bu çocuklarda klostrofobi hastalığının görülmesi oldukça yükseliyor. Klostrofobi (kapalı alan korkusu) rahatsızlığı genellikle 30’lu yaşlarda gün yüzüne çıkıp kendisini göstermeye başlıyor.

Uzmanlar tedavisinin şart olduğunu söylüyor

klostrofobi tedavisiKlostrofobi yani kapalı alan korkusu veya kapalı alan fobisi olan bir çok vatandaş bu rahatsızlığın kendiliğinden geçeceğini düşünerek herhangi bir uzaman başvurmaktan kaçınıyor. Fakat bu rahatsızlıkta tedaviye erken başlamak çok önemli. Klostrofobi belirtileri kendiniz de görüyorsanız hiç zaman kaybetmeden uzman psikiyatriste görünmenizde ciddi fayda var. Psikiyatriste herşeyi olduğu gibi anlatarak sizi yönlendireceği rahatlatma yöntemleri ile korkularınızdan kurtulmanız mümkündür.

 

İleri seviyeye ulaşmış hastalarda bu yöntemin yanında ilaç tedavisi de başlatılabilir. En önemlisi korkularınızla yüzleşmek ruhsal anlamda ciddi önem arz etmekte. Korkularınızdan kaçarak hiçbir kazanç elde edemezsiniz. Klostrofobi rahatsızlığı belirtileri yaşamanız durumunda muhakkak bağlı bulunduğunuz aile hekiminize başvurup erken tedaviyi başlatmanız gerekmektedir.

Daha iyi bilgiler sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]

Hamile kalmak için neler yapılmalıdır ?


Hamilelik için yapılması gerekenler nelerdir ?

Uzmanlar hamile kalmak için erkek ve kadınların yapması ve nelere dikkat etmesi gerektiğini geçtiğimiz dönemlerde açıkladı. İşte uzmanların gözünden soru cevaplar yardımıyla hamile kalmak için yapılması gerekenler..

İlişkiye her gün girilirse ne olur ?

hergün ilişki

İlişkiye her gün girilirse herhangi bir şey olmaz. Türkiye’nin bazı bölgelerinde her gün ilişki yaşayan ailelerin sağlıklı çocukları olduğu gözlemlenmiş. Günlük ilişkiler her daim sperm sayısını düşürmez. Ancak çok sık girilen ilişki sonrası meninin hacmi azalabilir.

(Meni Nedir ? Erkeğin boşalması sonrası açığa çıkan sıvının tamamına verilen ad.)

Sekse uzun süre ara vermek spermleri güçlendirir mi ?

spermler

Sekse çok ara vermek doğru bir davranış değildir. İki hafta hiç ilişkiye girmeyen bir erke ilişki sonrası çıkan sperm sayısı yüksek olsa bile hareketliliği düşer. Bu yüzden ilişkiye uzun ara verilmemesi gerekir. Ancak şunu da hatırlatmak isteriz ki; günü geliyor çok ender ilişkiye giren hatta yılda bir kez seks yaşamış çiftler bile çocuk sahibi olabiliyorlar.

Hangi dönemlerde ilişki sonrası hamilelik şansı daha yüksek ?

kadınlarda adet

Bayanlar normal şartlarda 28 günde bir adet görürler. Adet sonrası 14. gün en rislik gün olarak bilinse de bazen 20. günlere kadar hamilelik söz konusu olabilir. Bu nedenle takvim metodu hamilelik şansınızı arttırabilir olsa da kesin bir doğum kontrol yöntemi değildir. Bu metodu kullanan çiftler kazaya kurban gidebilirler.

Gebelik şansını arttıran pozisyonlar var mı ?

Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerde ilişkinin pozisyonundan çok kadının rahminin pozisyonu daha önemlidir. Kadının üstte olduğu pozisyonlarda birleşme sonrası gebelik oranı daha zordur. Hamilelik isteniyorsa kadının genelde altta olması önerilir. Hatta kalçanın altına yastır koyması bile gebe kalmasını arttıran faktörler arasında yer alır.

Toplumumuzda ilişki sonrası vajinal duş çok yaygındır. Ancak uzmanlar ilişki sonrası duş almanın enfeksiyona davet çıkardığını söylüyorlar.

Doğurganlığı arttıran yiyecekler mi var ?

gebeyken yiyecek

Yemek yerken dikkat etmemiz gereken birçok husus vardır. Bunlardan biri gıdaların iyi yıkanması gerektiğidir. Günümüzde gıdalara yapılan birçok kimyasal etkenler doğurganlığı olumsuz yönde etkileyebiliyor. Ayrıca sigara içmekte doğurganlığı düşürmektedir. Günde bir paket sigara içenlerin menopozu üç yıl, iki paket içenlerin ise beş yıl erkene çekilmektedir.

İlişki önce kadın ve erkeğin yapması gereken bir şeyler var mı ?

İlişki öncesi sıcak banyo sperm üretimini azaltmaktadır. Özellikle sperm sayısı sınırda olan erkeklere zararlıdır. Çünkü testisler ısıya hassastır. Ayrıca alkolün de spermler üzerinde toksik etkisi vardır.

Uzmanlar vajinal duşu özellikle gebe kalmak isteyen bayanlarda tavsiye etmiyorlar.

Çocuk isteyen çiftler hangi sıklıkta ilişki yaşamalıdır ?

Uzmanlar genellikle çocuk isteyen çiftlere haftada iki veya üç kere ilişkiye girmelerini tavsiye eder ama asla bir sınırlamada bulunmazlar. İlişkiler aniden gelişip karşılıklı istekler doğrultusunda yaşanmalıdır. Sonuçta ilişki sıklığı hamile kalma şansını büyük ölçüde etkilemez.

Daha iyi bilgiler sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]

Film izlerken yemek yemeyin


Film izlerken yemek yemek obezite riskini çoğaltıyor.

Geçtiğimiz yıllarda yapılan bir araştırmada ailesiyle birlikte yemek yiyen kişilerin obezite riskinde ciddi azalmalar göstermiştir.

pizza yiyen bayan

Ancak yeni araştırmalar bu tezi birazcıkta olsa değiştirdi. Sadece ailenizle yemek yemenin yanında yemeğinizi yerken televizyona odaklanmamamız da gerekiyor.  Bu araştırmaya göre yemek yerken televizyon izlemeyen yetişkinlerin obezite riski %40 daha azdır. Uzmanlar yetişkinlerin televizyon izlerken normalde daha fazla yemek tükete bildiklerini açıkladılar.

Yemek yerken hazır yemekler yerine ev yemeklerini tercih eden bir yetişkinde ise bu oran %26’dır. Ev yemekleri hazır yemeklerden daha sağlıklı olduğundan obeziteye ciddi etkisi vardır.

patlamış mısır

Araştırmacılar aileler ile yenilen yemek sayısının obezite ile herhangi bir bağı olmadığını açıkladı. Bütün yemeklerini evde hazırlayan yetişkinler hazır yemek tüketen yetişkinlere göre obez olasılığı %26 daha azdır.

Yemek yerken televizyon izlemeyen yetişkinlerin obez olması riski de izleyenlere göre %37 daha az olduğu anlaşılmıştır.

Demek oluyor ki sağlığımıza değer veriyorsak yemek yerken televizyonu kapatmamız gerekiyor. Yemeğimizi evde yemenin dışında hazırladığımız yiyeceklerin kalitesi de oldukça önemlidir.

pizza yiyen erkek

Ailenizle yemek yerken televizyonu kapatıp günümüz hakkında birşeyler paylaşmak doğru bir davranış olacaktır.

Eğer evde yemek yapacak kadar vaktimiz yoksa hazır yemek alırken tüketeceğimiz yemeklerin sağlıklı yiyeceklerden oluşmasına özen göstermeliyiz.

Daha iyi bilgiler sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]

Farkında olmadan yaptığımız iç çamaşırı hataları


Farkında olmadan yapılan iç çamaşırı hataları

Hergün iç çamaşırımızı her gün değiştirmemiz gerektiğini biliyoruz fakat konu iç çamaşırına gelince farkında olmadan yaptığımız bazı hatalar var. Şimdi bunların neler olduğunu birlikte inceleyelim..

1- İpek iç çamaşırı yerine pamuk tercihi

pamuk iç çamaşırı

En değer verdiğimiz iç çamaşırlarınız dantel ve ipekten yapılmış olabilir ama bunları genelde özel günler için saklayın.

Günlük yaşantımızda oluşabilecek enfeksiyonları önlemek için terletmeyen iç çamaşırları tercih edin. Pamuk külotlar tavsiyemiz.

Ayrıca ipek veya dantel iç çamaşırlarının külot ağının pamuk olduğuna dikkat etmekte fayda var.

2- Spor sonrası iç çamaşırınızı değiştirin

spor yapan bayan

Sıcak ve nemli ortamlarda mantar ve bakteriyel enfeksiyonlar çoğalır. Spor sonrası nemlenen iç çamaşırlarınız tam bir bakteri ve mantar üreme alanıdır.

Spor salonuna giderken muhakkak yanınıza fazladan temiz bir iç çamaşırı almanız gerekir. Aksi taktirde mantar ve bakteri oluşumuna rahat bir ortam hazırlarsınız.

3- Tangaları tercih etmeyin

tanga

Tanga giymek vajinal enfeksiyonlara sebep olabilir. Çok dar bir iç çamaşır modeli olduğu için tanga ve g-string giymek bayanlara rahat hareket imkanı sunsa da tangadan uzak durmanızda fayda var.

Tanga giymekten vazgeçemeyen bayanlar için pamuklu külot giymenizi öneririz. Ayrıca unutulmaması gereken bir diğer husus ise; asla tanga ile uyumayın..

4- Kokulu çamaşır deterjanı kullanmayın

özel bölge

Vajinanızda oluşabilecek kızarıkları önlemek için iç çamaşırlarınızı kokulu deterjanlar ile yıkamamanızı tavsiye ederiz. Kokunun hissedilebilmesi için kullanılan kimyasallar vajinal bölgeye rahatsızlık verebilir ve acı çekebileceğiniz kızarıklar oluşturabilir.

Kokulu deterjanlar iç çamaşırı çekmecenizin mis gibi güzel kokmasını sağlasa da özel bölgenize ciddi zararlar verebileceğini unutmayın.

5- Uyurken iç çamaşırı giymeyin

uyuyan çinli

Menopoz döneminde ki bayanlar gece uyurken sıcak basınca akut rahatsızlıklar yaşabilirler. Sürekli nefes almayıp terlemeyi dışarı atamayan iç çamaşırları giymek vajinal bölgenin nemlenmesine ve bu sayede bakterilerin üremesine neden olur. Aynı zamanda kızarıklıklar oluşup cilt enfeksiyonları baş gösterir.

İç çamaşırı giymeden uyumanız özel bölgenizin nefes almasına ve rahatlamasını sağlar.

İç çamaşırı giymeden uyuyamıyorsanız bol ve pamuklu iç çamaşırları tercih ediniz.

6- Ne sıkı ne bol

iç çamaşırı satın al

İç çamaşırı tercih ederken ne çok sıkı ne de çok dar iç çamaşırları tercih edin. Tam olarak bedeninize hangi beden iç çamaşırı oluyorsa sizin için en sağlıklısı odur.

Sıkı ve vücutta iz bırakan iş çamaşırları vajinal bölgede enfeksiyonlara yol açabilir. Bedeninize uygun iş çamaşırı kullanmak vücudunuzu rahatlatırken sağlığınızı da korur.

Daha iyi bilgiler sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]

Limonla Gebelik Testi


Limonla gebelik testi yapabileceğiniz aklınıza hiç gelir miydi ? Aslında bazılarının bildiği bu yöntemle çok kolay bir şekilde evinizde otururken hamilelik testi yapabilirsiniz. Limon ve karbonat ikilisi gebelik testi için bizlere yeterli olan iki etken maddedir.

limonla gebelik

Hamilelik testinin doğru sonuçlar verebilmesi için regl dönemi bitiminden üzerinden bir hafta geçmiş olması gerekir. Regl dönemini tamamlayıp üzerinden 1 hafta geçmesi durumunda eczaneden gebelik testi alabilir veya evinizde bulunan imkanlarla yani limon ve karbonat kullanarak kendi gebelik testinizi kendiniz çok rahat bir şekilde yapabilirsiniz. Bu testi gerçekleştiren bayanlardan alınan geri dönüşler limon ve karbonat ile yapılan hamilelik testinin ne kadar başarılı olduğunu göstermekte. Tabi ek olarak limon ve karbonat testi sonrası pozitif bir sonuç almanız durumunda daha kesin ve emin olabilmek için muhakkak kan testine başvurmanızı önemle tavsiye ederiz.

limonla gebelik

Şimdi gelelim limonla gebelik testi nasıl yapılır ..

Evimizde bulunan derin bir kabın içerisine idrarımızı yaptıktan sonra bir adet limonu ikiye bölüyoruz. Bir parçasının idrar yaptığımız kabın içerisine olabildiğince sıkıyoruz. İdrar bulunan kabın içine sıktığımız limonda bulunan tortular idrarın yüzeyinde kalırsa hamile değilsiniz demektir. Eğer idrar üzerine sıkılan limon tortuları kabın dibine doğru çökmeye başladıysa bu durum hamile olduğunuzu gösterir. Tortuların aşağıya çökmesi gebe olduğunuzun bir işaretidir.

Bir diğer yöntem ise karbonat (ekmek sodası) ile yapılan gebelik testidir. oldukça ucuz ve maliyetsiz olan bu yöntem hemen hemen herkesin evinde bulunan karbonat (ekmek sodası) ile yapılır. Bu yöntemler tamamen sizin hamilelik şüphelerinizi ortadan kaldırmaya yönelik birçok gebenin kendi imkanlarıyla test edip doğru sonuçlar aldığı yöntemlerdir. Fakat ilk başta da yazdığımız gibi bu testlerin pozitif olması sonucunda muhakkak kan testi yapmanız gerekir.

Karbonat ile gebelik testi nasıl yapılır ?

Limonla gebelik testinde söylediğimiz gibi yine aynı şekilde idrarımızı derin bir kabın içerisine yapıyoruz. Ardından karbonatımızı az oranda idrarın üzerinde döküyoruz. Hemen sonrasında ise karbonatın idrar üzerinde ki seyrini izlemeye başlıyoruz.

Eğer karbonat idrarın üzerinde kabarıp köpürcükler oluşturmuş ise bu durum sizin hamile olduğunuzu gösterir. Eğer karbonat idrar üzerinde köpürmemiş ve idrarın dibine doğru çökme eğilimine geçmiş ise bu durum gebe olmadığınızı göstermektedir.

Bu yöntemler doktor kontrolünde kan testi ile kesin sonuç elde edilerek tamamlanmalıdır.

Limonla gebelik testi ne kadar doğru gerçekleştirilmiş olsa da kimi zaman doğru sonuçlar vermediğini duyduk. Ancak yine benzer oranda limonla gebelik testinin doğru sonuçlar verdiği de vurgulanmakta. Halk arasında uygulanan bu yöntem sadece pratik bilgi amaçlı olup kesin sonuç vermemektedir. Lütfen bu test sonrasında bağlı bulunduğunuz aile hekimi veya doktorunuza danışarak kesin sonuçlar için bilgi alınız.

Daha iyi bilgiler sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]

Kadınların Kalbini Yoran Nedenler


Kalp, bedensel ve ruhsal hastalıklardan dolayı yorulur. Genelde kalp hastalığının her ne kadar erkeklerde görüldüğü bilinse de kadınların yaşadığı bir takım ruhsal ve bedensel hastalıklar kalp rahatsızlığına neden olabiliyor.

Kalp insan vücudunun en önemli organlarından biridir. Yetişkin bir bayan kalbi dakikada ortalama 78-82 arasında attığı kabul edilir. Erkeklere oranla kadınların daha fazla kalp atışlarının olması çarpıntı ve nefes darlığı gibi sorunları beraberinde getirir. Bu nedenle kalp yorgunluğu, kalp kası hastalığı gibi problemlerin kadınlarda daha çok görünmesi bir neden olarak gösterilebilir.

Peki bayanlar bu sorunları nasıl aşabilir ?

Kadınların kalbini yoran bazı nedenleri sizler için inceledik.

1- Doğum yapmış olmak = Kalp kas hastalığı

doğum yapmış kadın

Doğumun ardından 5 ay içinde kadında bu durum gelişebiliyor. 30 yaşın üzerinde olan çoğul gebelik yaşamış, öncesinde kalp kası ameliyatı geçirmiş, beslenme yetersizliği olan ve sigara kullanan kadınlarda kalp kası hastalığı görülebiliyor. Bunların sonucunda kalp yetmezliğine neden olan kalp kası hastalıkları kadınlarda baş gösterebiliyor.

2- Troid bozuklukları = Kalbin yorulması

troid hastalığının kadınlara etkisi

Guatr, kalp ritim bozukluğunun yaşanmasına direkt olarak zemin hazırlar. Eğer troid bezi az çalışıyorsa metabolizma yavaşlayarak kişinin kilo almasını kolaylaştırır. Kolesterol ve diğer kan yağları da yükselir. Eğer troid bezi fazla çalışıyorsa ortaya çıkan kalp çarpıntıları aşırı hızlı çalışan kalbi yorar ve kalp yetmezliği meydana gelir.

3- Küçük kalp – Kalp krizi riski

kalp yorgunluğu

Kadınların kalp damarcıklarını çağı erkeklere göre daha küçük ayrıca kalp duvar kalınlıkları da daha dardır. Buna bağlı olarak kalp krizi geçiren kadınların kalp yetmezliğine girme ihtimali erkeklere oranla çok daha yüksektir.

Bunun yanında kadının ilişkisinde yaşadığı ayrılık sıkıntıları, aşk acısı, stres ve iş yerinde ki olumsuz etkiler kadınların kalbinin olumsuz yönde etkilenmesine sebep olmaktadır.

4- Yağlı vücut – Anjiyoyu zorlaştırır

kilonun etkileri

Koroner anjiyografide görülen komplikasyon oranları erkeklere oranla kadınlarda daha yüksektir. Örneğin, kasık bölgesinde yaşana kanamalar kadınlarda daha sık meydana gelir.

Bu durumun en baş nedeni kadınlarda bulunan yağ dokunun daha fazla olması ve anjiyografi kılıfının çıkartıldığı atardamara anjiyografi sonunda yeterince basınç uygulanmasının daha zor olmasıdır.

Daha iyi bilgiler sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]