Koah Hastalığı Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?


KOAH; Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı kelimelerinin baş harfleriinden oluşan öksürük, balgam çıkarma ve/veya nesef darlığı gibi belirtileri olan kronik bronşiyal akciğer hastalığıdır. Kısacası Koah‘ı bronşlarda tıkanmaya sebep olan bir hastalık olarak görebiliriz.

Etiyolojisinde ki en önemli sebep sigara bağımlılığıdır. Hastalıkta ki en önemli risk faktörüde aynı zamanda budur. KOAH hastalığı orta yaş ve üzerinde ki insanlarda daha sık görülür. En sık ölüm sebepleri içerisinde 4. sırada bulunur.

koah nedenleriKOAH, genel anlamda geri dönüşü olmayıp zamanla ilerleyici bir tepkimeye sahiptir. Fakat yine de önlenebilir ve tedavi edilebilir. KOAH hava yollarını daraltarak solunumu iyice güçleştirir. Genellikle fazla miktarda mukusun oluşturduğu sürekli öksürük (kronik bronşit) ve kana oksijen taşımasını gerçekleştiren hava keseceklerine zarar veren hastalık (amfizem) belirtileri KOAH‘ı işaret eder.

KOAH 3 tipe ayrılır ;

1- Hafif Koah: Sık sık öksürük ve vücut gün içerisinde balgam üretir. Hızlı yürüyüşler sonrası veya ağır işler yapılırken nefeste sıkışmalar görülmesi muhtemeldir.

2- Orta Şiddetli Koah: Balgam, nefes darlığı ve öksürüğün şiddeti daha çok artmıştır. Günlük rutin işleri yaparken veya ağır işler esnasında yüksek derecede zorlanmalar görülür. Akciğer enfeksiyonu veya soğuk algınlığı geçirilirse iyileşme süreci birkaç haftayı bulur.

3- Ağır yada Çok Ağır Koah: Her zaman nefes darlığı çekilir. Balgam ve öksürük hiç kesilmez. Merdiven çıkmak neredeyse imkansızlaşır. Hastalar çok çabuk yorulur ve günlük işlerini gerçekleştiremez hale gelir. Normal ritim de yürüme bile kişiyi zorlar.

koah belirtileriKoah Nasıl Tedavi Edilir?
Koah tedavisi iki ana temelde gerçekleştirilir. Bunlardan ilki hastalığın ilerleyişini yavaşlatmak ikincisi ise hastalığın bulgularını düzeltmek veya azaltmak. Günümüz teknolojileri henüz Koah’ı tamamen düzeltecek veya ortadan kaldıracak bir seçenek sunamamıştır. Fakat uzmanlar Koah’ın en büyük düşmanı olarak sigarayı göstermektedir. Koah tanısı konan bir hasta sigara dumanından olabildiğince uzak kalmak zorundadır. Sigaradan uzak durmak Koah hastalığını önemli ölçüde engellediği görülmektedir.

koah nedenleriKoah İstatistikleri
Koah, en önemli dördüncü ölüm sebepi olarak görülmektedir. WHO’nun tahminlerince dünya üzerinde 2000 yılında Koah nedeniyle 2.74 milyon vatandaş ölmüştür. Bu oran Türkiye’de ise 5 civarındadır ve her yıl Koah sebebiyle 26bin kişinin öldüğü belirlenmiştir.

Daha iyi bilgiler sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]

Demir Eksikliği Anemisi Belirtileri ve Tedavisi


Demir eksikliği anemisi; vücutta yeteri kadar demirin bulunmamasından dolayı meydana gelen anemi türüdür. Dünyada en çok görülen kansızlık türü demir eksikliği anemisidir. Yapılan araştırmalara göre erkeklerin %20’si, kadınların %35’i ve hamilelerin %50’sinde demir eksikliği anemesini görülmektedir.

demir eksikliği

Demir eksikliği anemisi ne demek ?

Halk arasında kansızlık olarak tanınan demir eksikliği anemisi, kandaki kırmızı kan hücrelerinin kırmızı olmasını sağlayan hemoglobin miktarının azalması ve bu hücrelerin yapısında oksijenin taşınmasıdır. Demir eksikliği yaşayan bir insan vücudunda mide ve bağırsak kanseri öncelikli olmak üzere birçok hastalığın belirtileri yer alabilir.

demir eksikliği anemisi nedirDemir eksikliği anemisi nasıl oluşur?

İnsan vücudunda yeterli demirin bulunmaması demir eksikliği anemisine sebep olur. Besinlerde ki demirin emilmesinde görülen yetersizlik, kan kaybı ve kötü beslenme demir eksikliği anemisini oluşturur. Emzirme ve büyüme çağında ki çocuklar ve erken doğan bebeklerde demir ihtiyacı normalden daha fazladır. Annelerin çocuklarını demir desteği olmayan besinlerle beslemesi, hazır gıdalar ve hayvansal gıdaların yeterli alınmaması sonucu demir eksikliği anemisi yüksek oranda görülebilir.

Demir eksikliği anemisinin belirtileri

Demir eksikliği anemisi kontrol amaçlı yapılan rutin kan tahlillerinde teşhis edilebilir. Belirtileri arasında ;

  • Tırnakların çabucak kırılması
  • Sinirlilik durumlarının artması
  • Baş ağrısı
  • Cildin solgunlaşması
  • Saçların dökülmesi
  • Ağız kenarlarında oluşan yaralar
  • Eller ve ayaklarda uyuşma
  • Dudakların çatlaması
  • Kulakların uğuldaması
  • Vücudun güçsüz ve yorgun kalması
  • Konsantrasyon bozukluğu demir eksikliği belirtileri arasında yer alır.

demir eksikliği anemisi tedaviTedavi Süreci

Demir eksikliği anemisi tedavi süreci başlangıcında doğru tanıyı koyabilmek çok önemlidir. Doğru tanıyı koyabilmek için hastanın şikayetleri dinlenmelidir. Daha önce yaşadığı ciddi sağlık sorunları, rutin olarak kullandığı veya daha önce kullanmış olduğu ilaçlar, mevcut rahatsızlıklar gibi detaylar iyi bir şekilde değerlendirilmelidir. Kadınlarda adet sürecini kontrol altına almakta demir eksikliği anemisi tedavisinde ciddi önem taşır. Kanda eksik maddeler teşhis edildikten sonra takviye edilmesi de tedavi sürecinde yer almaktadır. Vitamin B12 eksikliğinde vitamin B12, demir eksikliğinde demir ve folik asit eksikliğinde folik asit takviyeleri alınabilir. Demir eksikliği anemisi yaşam kalitenizi düşürecek kadar ciddi boyutlara gelmişse kan nakli yapmakta tedavinin diğer önemli süreçlerinden biridir.

Daha iyi bilgiler sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]

En Sık Rastlanan Kadın Hastalıkları


En Sık Rastlanan Kadın Hastalıkları Nelerdir ?

Uzmanlar kadınlarda en yaygın rastlanan 5 kadın hastalığına dikkat çekti.

adet düzensizliğiAdet Düzensizlikleri

Sağlıklı adet sıklığı üreme çağında ki kadınlarda 35 günden seyrek, 21 günden sık olmamalıdır. Bu sıklığın dışında ki adet düzeni anormal sayılır. Nedeninin uzman hekimler tarafından araştırılması ve tedavi edilmesi gerekir. Genç bayanların çocukluktan ergenliğe geçiş yaptığı dönemlerde ve kadınların menopoza girme zamanlarında adet sürelerinde bozulmalar meydana gelir. Bu durum hekimler tarafından doğal karşılanabilir.

Adet düzensizliği sonrası hekimden alınan tıbbi yardım ile hastalığın temelinde yatan probleme göre belirli süre zarfında ilaç tedavisi uygulanabilir.

vajinal akıntıVajinal Akıntılar

Vajinal enfeksiyonlar mantar ya da bakteriyele bağlı olabilir. Aşırı hijyenik olmak adına kullanılan yanlış uygulamalar ya da vücudunun ölçüsünden çok daha dar giyilen elbise veya kıyafetler bile vajinal enfeksiyonlara sebep olabilir.

Vajinal enfeksiyonlar vajinal fitil, antibakteriyel ilaçlar veya haplar ile tedavi edilebilir.

çikolata kistleriÇikolata Kistleri (Endometriozis)

Adet döneminde gerçekleşen kanamanın yumurtalıklarda toplanarak ve endometrium dokularının yumurtalıklara konumlanması sonucu neden oldukları kistlere Çikolata Kistleri denir. Diğer bir tabirle rahim içi bulunması gereken doku tipinin olması gereken yerin dışında da olmasıdır. Kimi zaman kısırlığa ve ağrıya sebebiyet gösterebilir. Bazen ise herhangi bir belirti vermeyebilir.

Hastanın ilk yapması gereken zaman kaybetmeden bir hekime başvurmaktır. Doktor hastayı muayene ederek ultrason ve bazı kan testleri ile izlemeyi tercih edebilir. Hastalığın tanı koyulabilmesi için yapılması gereken tek yöntem biyopsi yapılması ve karın boşluğunun kamerayla görüntülenmesidir.

3 ana başlık altında tedavi edilebilir;

  1. İlaç kullanımı: Hormon içermeyen ve hormonel tedavi olarak iki ayrı ilaç tedavisi uygulanabilir.
  2. Destek tedavisi: Psikolojik destek, fizyoterapi ve bitkisel tıp benzeri tedavi yöntemleri ile hastaya destek tedavisi uygulanabilir.
  3. Cerrahi tedavi: Laparotomi ve laparoskopi gibi operasyonel işlemler uygulanabilir. Sezeryan gibi karın boşluğunun açılmasıyla veya karın boşluğunun kamerayla görüntülenmesiyle yapılabilir.

Miyomlar

Genellikle iyi huylu olup nadiren kötü huya dönüşebilen, rahimde ortaya çıkıp rahim duvarının dokusundan kaynaklanan, genellikle çapları 1-15cm arasında değişen tümörlerdir. Miyomlara kadınların genital organlarında çok kez rastlanabilir. 35 yaşın üzerinde bulunan her 4 kadından birinde yapılan ultrason veya muayene sonucu miyom saptanır. Genital bölgede miyom tek başına olabileceği gibi çok sayıda da bulunabilirler. Miyomlar gebelik döneminde artan östrojen düzeyinden dolayı büyüyebilirler. Lohusalık sırasında ise küçülürler. Bu sebepten dolayı gebelik planı olan miyomlu hastaya bir an önce hamile kalması ve çocuğunu uzun süre emzirmesi tavsiye edilir.

rahim ağzı kanseriRahim ağzı kanseri

Rahim ağzı kanseri rahmin ağzında gelişen kötü huylu bir tümördür. Birçok yerde serviks kanseri olarakta tanınır. Bu tömür için en önemli neden HPV virüsüdür. Kadınlarda bağışıklı bastıran her türlü vaka rahim ağzı kanserinin gelişme riskini arttırabilir.  Bağışıklık düştüğü an HPV’nin kalıcı enfeksiyon geliştirmesine ve kansere dönüşmesine sebebiyet verebilir.

HPV enfeksiyonu kendiliğinden iyileşebilir. Aksi taktir de bir dizi evre sonucu kansere dönüşme olasılığı yüksektir. Bu durum yaklaşık 10-15 sene sürebilir.

Daha iyi bilgiler sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]

Çocuklar için Kanser Nedir ?


Sağlık bakanlığının çocuklar için hazırladığı “Çocuklar için Kanser Nedir?” sorusunun cevabını eğitici ve öğretici bir şekilde cevaplamış.

Çocuklarınızın çizgi film izlerken aynı zamanda öğrenmesini istemez misiniz ? Keyifle vakit geçirirken öğretici animasyonlar çocukların zihinlerinde kalıcı etkiler yaratabiliyorlar.

Daha iyi bilgiler sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]

Diyabet Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?


Diyabet Nedir ?

15 Halk dilinde  “Şeker Hastalığı” olarak da bilinir. Daha basite indirgemek gerekirse; vücutta bulunan kan dolaşımının yüksek oranda glukoz (şeker) yapılanmasıyla ortaya çıkan kronik bir hastalık.

diyabet nedirNormal bir insan vücudunda besinler, başlıca ihtiyaç kaynağı olan glikoza (şekere) dönüşmek üzere bağırsaklarda parçalanırlar. Parçalanan glukoz bağırsaklardan kana geçerek. Sağlıklı vücut kana geçen glikozu pankreastan salgılanan insülin hormonuyla hücrelerin içine taşır. Fakat vücudun insülin hormonu üretim sistemi hasar almış veya üretim yapmazsa glukoz oranı kanda yükselir. Bu durum beraberinde birçok organda (böbrek, göz, kalp, sinir vb.) ciddi bozukluklara neden olabilir.

Türkiye’de yapılan uzman araştırmasına göre 20 yaş üzeri vatandaşların %13.7’si diyabet hastalığı taşımaktadır.

Diyabet Belirtileri Nelerdir ?

Diyabetin en belirgin özelliği sık sık tuvalete çıkma ve vücudun artan susuzluk hissidir. Bunun yanında çok acıkmak, kaşıntı, etrafı bulanık görme, çabuk yorulma, açıklanamayan kilo kaybı ve iştahsızlık gibi etkenler diyabet hastalığının belirtileri olabilir. Sadece belirtilen nedenlerin yanında daha birçok farklı etkenlerden dolayı diyabet belirtileri doğabilir. Saglikdurumu.com olarak sağlıklı bir insan vücudunun en az 6 ayda bir detaylı bir check up yaptırmasını tavsiye ediyoruz.

Diyabet Türleri

Tip 1 Diyabet; genel olarak hastalarda 30 yaşından önce normal kiloda veya zayıf iken diyabet belirtileri başlar. Bu tipte mutlaka insülin takviyesi tavsiye edilir. Çünkü bu tip diyabetin temel özelliği vücudun insülin üretilmemesidir. Buna bağlı olarak takviye yapılması önerilir.

Tip 2 Diyabet; genel olarak hastaların büyük çoğunluğu bu tiptedir ve belirtiler 40 yaşından sonra başlar. Birçok hasta aşırı kiloludur ve irsiyetin bu hastalığı tetiklemesin de önemli etkisi vardır. Kısacası hastanın birinci, ikinci, üçüncü derece yakınlarında tip 2 diyabet hastalığı mevcut ise o hastanın da tip 2 diyabet hastalığına yakalanma riski yüksektir.

Gizli Şeker Nedir ?

Tıp dilinde gizli şekere “bozulmuş glukoz toleransı” denir. Bu tanı şeker hastalığı değildir. Şeker yükleme testi ile kontrol edilir. Yapılan testlerde kan şekeri açlıkta 100mg/dL’yi geçmemiştir. Fakat şeker yüklemesinden 2 saat sonra ölçüm yapıldığında bu oran 140-199 mg/dL arasındadır. Bu örnek yaşanması durumunda o hastanın şeker hastası olma ihtimali yüksektir.

Daha iyi bilgiler sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]

Hipertansiyon Nedir? Belirtileri ve Tedavisi


Hipertansiyon; birçok nedene bağlı olarak atardamarlardaki kan basıncını yükseldiği kronik bir durumdur. Kalp damarlarda dolaşan kanı yeteri kadar dağıtabilmek için normalden daha fazla çalışmak zorunda kalır. Hipertansiyon hastalığı ülkemizde ortalama 15 milyon kişide görülmektedir. Tedavisi başlandığı süre zarfında bu hastalar yaklaşık %5-6 oranında sağlığına kavuşmaktadır.

hipertansiyon nedirHipertansiyon Nedir ?

Hipertansiyon temel anlamda yüksek kan basıncının tıbbı karşılığıdır. Uzun süredir hipertansiyon tanısı konan hastalarda damarın iç yüzeyinde hasarlara yol açabilir. Damalarda genişleme, tıkanma veya yırtılma oluşturma olasılığı yüksektir. Hipertansiyon tanısı konan hastalarda kan basıncı yüksek olduğundan organlara giden kan akışında bozukluklar meydana gelebilir ve bunun sonucunda organ yetmezliği oluşabilir.

Halk arasında hipertansiyon tanısı uzun süre etkisini göstermeyerek beyin, kalp, böbrek ve damar sistemine ciddi hasarlar verebileceğinden “sessiz düşman” olarak da adlandırılır. Gerekli kan dolaşımı basıncı normalden fazla olduğu için “yüksek tansiyon” da denir. Tansiyon ölçümü sonrasında büyük ve küçük tansiyonun yüksek çıkması durumuna “hipertansiyon” denir.

hipertansiyon belirtileriHipertansiyon Belirtileri Nelerdir ?

Hipertansiyon senelerce hiç belirti vermeden vücudun en önemli organlarına hasar verebildiği için “sessiz düşman” terimi çok sık kullanılan bir ifadedir. Sessiz düşman belirti vermeden hasar oluşturmasıyla bilindiği için bunu fark edebilmek için sık aralıklarda tansiyonumuzu kontrol ettirmemiz gerekir. En sık görülen hipertansiyon belirtileri ise ;

  • Sık idrara çıkma
  • Kulak çınlaması
  • Yürürken zorlanma
  • Merdiven çıkarken zorlanma
  • Bacaklarda şişlik
  • Uykudan uyanıp idrar yapma
  • Burun kanaması
  • Halsizlik

Her yüz kişiden birinde görülen hipertansiyon belirtileri genellikle kusma, bulantı, görme bozukluğu, baş ağrısı ve böbrek yetmezliği sorunlarını tetikleyebilir.

hipertansiyon tedavisiHipertansiyon Nedenleri Nelerdir ?

Hipertansiyon nedenlerini incelediğimizde genellikle besin alışkanlıkları hipertansiyonu tetikleyen en önemli faktörlerden biridir. Günlük tükettiğimiz tuz miktarı, hareketsiz yaşam tarzı, magnezyum, potasyum, kalsiyum gibi elementlerin yetersiz ve düzensizce tüketilmesi hipertansiyon riskini doğurur. Kadınların kullandığı doğum kontrol hapları ve bazı ağrı kesici ürünleri kan basıncını yükseltip hipertansiyona davetiye çıkarabilmektedir.

Hipertansiyonun nedeni birçok hastada tam olarak belirlenemese de tansiyon kontrol altına alınıp kan basıncı yükseldiği anlarda kısa sürede müdahale edilmelidir.

Hipertansiyon hastaları muhakkak doktor kontrolünde tedavi olmalıdır.

Daha iyi bilgiler sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]

Uyku Apnesi Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?


Uyku apnesi; vücudun dinlenmeye geçtiği süre zarfı içinde kişinin kısa süreli solunum durması ve aşırı horlama gerçekleştirmesi olarak tanımlanmaktadır. Uyku, sağlıklı bir yaşamın en önemli faktörlerinden biridir. Uyku sağlığı düzgün olmayan insanlarda konsantrasyon eksikliği ve hareketsizlik gibi şikayetler bas gösterebilir. Uzmanlar uyku kalitesi düşük olan insanlarda yüksek tansiyon, ani gece ölümleri, felç ve kalpte ritim bozuklukları oluşmasına sebebiyet gösteren uyku apnesi hastalığının görülebildiğini belirtiyor.

Uyku apnesi genel anlamda solunumun durması olarak ifade edilir. Bu durum uyku süresince defalarca tekrarlanabilir. Üst solunum yollarının açık kalmasını sağlayan kasların gevşemesine sebep olarak aşırı büyümüş bademciklerin, yumuşak damağın veya dil kökünün hava yolunu tıkaması sonucu en az 10 saniye nefes alınamaması durumuna uyku apnesi adı verilir.

uyku-apnesi-nedirUyku apnesi hastalığı olan insanlar gerekli önlemleri almaz ise bu durumun dikkatsizliğe yol açarak trafik kazaları riskini %7-8 kat arttırdığını ve iş kazalarına neden olduğunu önemle belirtelim. Uyku apnesi rahatsızlığının görülme oranı ortalama %1-4 arasındadır. Astım hastalığının %5, diyabet hastalığının %3 olduğu düşünüldüğünde uyku apnesinin ne kadar önem teşkil ettiği gözlemlenmiş olur.

Uyku Apnesi Nedenleri ?

Uyku apnesi boğazda ki kasların gevşemesinden dolayı havanın geçeceği alanı kapatıp nefes alınmasını engellemesidir. Üst solunum yollarında bulunan darlıklar çocukluktan itibaren süregelmiş olabilir ve bu durumda uyku apnesi sendromuna sebebiyet gösterilebilir. Geniz etine sahip olmak, fazla kilolu olmak ta en çok rastlanan uyku apnesi nedenleri arasında gösterilebilir.

Hastalarda normalden 3-4 kat daha fazla horlama gürültüsü duyulur. Horlamanın yanı sıra el kol hareketleriyle çırpınarak uyanma, nefes darlığı, sık sık iç çekme ve uzun süreli üst solunum durmaları görülür. Uyku apnesi sendromu taşıyan hastaların yaklaşık %30-50’sinde hipertansiyon görülmektedir.

uyku apnesi tedavisiUyku Apnesi Nasıl Tedavi Edilir ?

Uyku apnesi vücudun tedaviye verdiği yanıta göre değişiklik göstermektedir. Ancak genel bir tedavi süreci için minimum 6 ay geçmesi gerekir. Bu süre zarfında hasta her gece cihaz kullanmalıdır. Veriler incelenip iyileşme görüldüyse cihaz kullanma sıklığı haftalık 1-2 güne düşürülüyor. Bu adımda da veriler olumlu sonuç verdiyse hasta artık cihaz olmadan uyuyabiliyor.

Uyku apnesi tedavisinin en önemli unsurlarından bir tanesi aşırı kilolardan kurtulmaktır. Bunun yanı sıra uyurken üst solunum yolunu devamlı açık tutacak şekilde basınçlı hava veren cihazlar kullanmak nefes alış verişi düzenlediği gözlemlenmiştir.

Daha iyi bilgiler sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]

Polikistik Over Sendromu


Polikistik Over Sendromu Nedir ?

Polikistik Over Sendromu; kadınların yumurtalıklarında bulunan çok sayıda iyi huylu kistlerin oluşmasıyla beliren hastalığa Polikistik Over Sendromu (PKOS) denir. Genellikle kadınların yumurtlama problemlerinin önde gelen sebeplerinden biri olarak bilinir. 30 yaş altında ki kadınların bir takım hormonal düzensizlikleri dolayısıyla oluşan, nedeni tam olarak bilinemeyen bir durumdur. Kadının ailesinden aldığı genetik özellikler en çok rastlanan sebepler arasında gösterilir. Ancak bunun yanında kişinin hareketsiz olması, beslenme alışkanlığı ve en önemlisi stress de bu duruma tetikleyici unsurlardır.

Düzenli olarak adet gören bir kadın adet döneminde yumurtalıklarında döllenmeye hazır olgun bir yumurta gelişir. Bu yumurta gelişimini tamamlayarak çatlar ve sperm ile birleşerek döllenir. Bu şekilde hamilelik oluşur. Polikistik Over Sendromu olan bir kadında ise adet döneminde hiçbir yumurta döllenme gerçekleştiremez. Çünkü çevresinde bunu engelleyen kistler bulunur. Polikist gerçek manada birden fazla kistin oluşturduğu bir isimdir.

polikistik over sendromu belirtileriPolikistik Over Sendromu Nedenleri ?

Hastalığın en temelini düşünürsek hipofiz bezinin salgıladığı FSH ve LH hormonlarının anormal salgılarda bulunması yer alır. Bundan dolayı her ay düzenli gerçekleşmesi gereken yumurtlama gerçekleşmez. LH hormon artışı erkeklik hormunu arttırır. Salgılanan hormonlar (androjenler) yağ dokusuna dönüşür. Bu sadede LH hormonunun üretimi artarak kısır döngü oluşturur. Bu döngü yumurtalıkların baskılanması, uyarılması ya da kilo vermekle kırılabilir.

Polikistik over sendromu aileden gelen bir hastalıkta olabilir. Uzmanlar bu sendromun her 10 bayandan birinde görüldüğünü söyler. En büyük nedenlerinden bazıları düzensiz beslenme, stres ve hormonel bozuklukların oluşumudur.

polikistik over sendromu tedavisiPolikistik Over Sendronu Belirtileri Nelerdir?

Sendroma sahip kadınlarda genellikle adet düzensizliği, yükselen kilo artışı, vücudun belirli bölgelerinde ki tüylerde artış, sivilceler de yükselen artış, cildin yağlanması ve kısırlık yatar. Uzun yıllar evli kalıp hamilelik yaşamayan bayanların polikistik over sendromuna maruz kalmaları yüksektir.

neden polikistik overPolikistik Over Sendromu Tedavisi

Bu aşamada yapılan tedavi yöntemleri hastanın beklentilerine göre şekillenir. Hasta çocuk istiyorsa farklı istemiyorsa farklı tedavi yöntemleri uygulanır. Çocuk sahibi olmak isteyen hastanın öncelikli yapması gereken şey kilolarından kurtulması ve spor yapmasıdır. Uzmanlar kilo veren hastaların birçoğunda şikayetlerin kendiliğinden düzeldiğini vurgulamaktadır. Ağırlığının %5’lik kısmını veren bir hastada insulin ve androjen düzeyleri düşmektedir. Günlük hareketliliğin artması ve istikrarlı diyet programına uymak hastanın iyi sonuçla karşılaşmasına büyük etkendir.

Hamile kalmak istemeyen kadınlarda doğum kontrol hapları tavsiye edilir. Bu haplar hormonlarda düzelme sağlayarak kıllanma, yağlanma ve kilo alma şikayetlerini çözümler.

Daha iyi bilgiler sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]

Hiperpigmentasyon Nedir ? Cilt Lekeleri


Hiperpigmentasyon Nedir ?

Hiperpigmentasyon; melanin adı verilen boyar maddenin (pigmentin) derimizin bazı bölgelerinde yoğunlaşıp ortaya çıkardığı lekelerdir. Leke denince akla ilk gelen derinin normal renginden daha koyu renge geçiş yaptığı değişimdir. Bunun nedeni ise derinin herhangi bir şekilde hasar görmesidir. Cilt hasar aldıktan sonra vücudumuz melanin pigmentini yoğunca salgılar. Bu pigment gereğinden fazla salgılandığında vücudun farklı bölgelerinde hiperpigmentasyon dediğimiz lekeler oluşur.

hiperpigmentasyon nedirHiperpigmentasyon Neden Olur?

Derimiz birçok ultraviyole ve güneş ışın kaynaklarından aldığı UVB ve UVA ışınları derinin hasar görmesinde önemli bir rol oynar ve vücudun bazı bölgelerinde melanin birikimine neden olurlar. Akneli bir cildin iyileşmesi esnasında karşılaştığı UV ışınları aknenin yoğun görüldüğü bölgede enflamasyon sonrası ortaya çıkan PIH (hiperpigmentasyon) adında lekeler oluştuğu gözlemlenmiştir.

Kadınların hormonları gebelik sürecinde normal çalışmaz. Bu yüzden gebelik süreçlerinde kadınların derisi ultraviyole ışınlarına daha hassas hale gelir. Bazı genital bölgelerde kararmalar vücudun çeşitli bölgelerinde lekeler oluşma oranı yüksektir. Bu durum sadece kadınlarda değil erkeklerde de görülebilir. Ağızdan alınan bazı ilaçlar da derinin duyarlılığını arttırarak (leke) oluşumuna neden olabilir. hiperpigmentasyon yüz

Ultraviyole ışınlarının yanı sıra bazı metabolik hastalıklarda hiperpigmentasyon tetikleyebilir. Örneğin insülin direnci olan hastalarda koltuk altı ve genital bölgelerde leke görülebilir. Bazen de sigara kullanan tiryakilerin diş etleri ve ağız içinde hiperpigmentasyon lekeleri gözlemlenebilir.


Hiperpigmentasyon Nerelerde Görülür ?

Hiperpigmentasyon lekeleri genellikle vücudun ultraviyole ışınlarına direk maruz kaldığı yüzeylerde yani ellerin sırt kısımlarında, omuzda, yüzde, dekolte bölgesinde, kol ve bacakların dışa bakan yüzeylerinde daha etkili görülür. İnsülin direnci olan hastalarda görülen hiperpigmentasyon lekeleri bu durumun tersine genellikle eklem içlerinde veya genital bölgenin bulunduğu kısımda yer alır.

hiperpigmentasyon tedavisiHiperpigmentasyon Tedavisi Nedir ?

Hiperpigmentasyon tedavisinin asıl amacı melanozomların sayısını azaltarak melanositlerin çoğalmasını önlemektir. Hiperpigmentasyon tedavisi günümüzde oldukça başarılı sonuçlar elde etmesine rağmen bu tedaviyle birlikte ciddi yan etkilerin mevcut olduğunu da belirtmek gerekir. Bu tedavinin en önemli unsuru hiperpigmentasyon oluşumunu tetikleyen derinin altında yatan asıl asıl nedenin tanımlanmasıdır. Sonrasında hasta için bu duruma göre en uygun tedavi yöntemi belirlenir.

Daha iyi bilgiler sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]

Yüz Felcine Dikkat! Yaz Geliyor..


Yüz Felci; Yüzün ciddi rüzgar veya soğuğa maruz kalmasından sonra sinirin hasar görmesiyle yüzde ki kasların hareketsiz kalmasıdır.

Yaz geliyor, aniden yükselip düşen hava sıcaklıkları yüz felcinin habercisi. Yüz felci, aniden ortaya çıkabilen ve her yaş grubunda görülebilen yüz felci %90’ın üzerinde kendiliğinden iyileşip sebebi de bilinemeyebilir. Yüz felcinden nasıl korunur ? Korunmak için neler yapabiliriz ?

Sebebi tam olarak bilinmese de birçok vaka göz önüne alındığında yüksek oranda rüzgar, soğuk ve ani ısı değişikliğine maruz kalmanın sonucunda ortaya yüz felci rahatsızlığının çıkma olasılığı yüksektir. Peki bu durumda neler yapmalıyız ?

yüz felci nedirYüz Felci nedir ?

Yüz kaslarımızın hareket etmesini sağlayan iki sinir bulunur. Bu kaslar boyun kasları, dudak ve burun kenarları, kaş ve göz kapağını hareket ettirmeyi sağlayan beş sinire ayrılır. Bu sinir herhangi bir şekilde hasar görürse yüzümüzde bulunan kasların yönetilmesinde problemler meydana gelir ve kaslarda hareketsizlik oluşmaya başlar. Kasların hareketsizliği yüzün tamamında görülebileceği gibi belli hafif derecede de olabilir. Bu yaşanan vakaya “Yüz Felci” denir.

Yüz Felci belirtileri nelerdir ?

Hastanın yüzünde göz yaşarması, tükürüğe hakim olamama, kasların hareketlerinde azalma, asimetrik farklılıklar gibi belirtiler yer alabilir. Bunun dışında yüz felci, viral enfeksiyonlardan oluşmuşsa hasta kulak ağrısı da çekebilir. Yüzde ki sinirler ne kadar zarar görmüşse felç etki alanı da o kadar genişler.

yüz felci geçiren bayanNeden yüz felci olunur ?

Birden bire ortaya çıkan ve kendiliğinden iyileşen yüz felci en çok karşılaştığımız yüz felcidir. Ani ısı değişimi, aşırı rüzgar ve soğuk hava yüz felcine neden olabilecek en baş sebeplerdir.

Klimalara dikkat!

Yoğun sıcakta aracınız ile seyahat ederken klimayı kesinlikle direk yüzünüze tutmayınız. Her zaman klimanın direk olarak vücudunuza temasını engelleyiniz. Yüzümüzde ki kaslar sıcak ortamdan çıkıp aniden şiddetli soğuğa maruz kaldığında ciddi zarar görebilir. Bu gibi durumlarda birçok kişide kısmi yüz felçleri gözlenmiştir.

İlk müdahale nasıl olmalı ?

Yüz felci yaşayan bir hasta öncelikle paniğe kapılmamalıdır. Çoğu hasta bunun kalıcı olacağını düşünerek korkar ve paniğe kapılır. Fakat yazımızda da bahsettiğimiz gibi yüz felci %90 oranla kendiliğinden geçen bir rahatsızlıktır. Kişi kendinde veya çevresinde bu rahatsızlığı gördüğü an öncelikle paniğe kapılmayarak sakin olmalı ve bu durumun geçici bir rahatsızlık olduğunu ön görmelidir. Sonrasında en yakın hekime başvurarak felcin neyden kaynaklandığı incelenmesini sağlamaktır.

Daha iyi bilgiler sunabilmemiz için lütfen bizi değerlendirerek yorum bırakmayı unutmayın.

[ratings]